ABDÜNNÂFİ İFFET EFENDİ
Osmanlı bürokrasisi ile ilmî ve edebî gelenekleri şahsiyetinde mezceden Abdünnâfi İffet Efendi (ö. 1308/1890), 19. yüzyılın ikinci yarısında hem idarî hem de ilmî faaliyetleriyle temâyüz etmiş mümtaz bir simadır. Ramazanoğulları hânedanına mensubiyeti dolayısıyla “Ramazanzâde” unvanıyla tanınan müellif, nezih ahlâkı ve şahsiyetinde öne çıkan iffet ve edep sebebiyle kaynaklarda “İffet” lakabıyla da anılmıştır. Bursa’da müderris olarak başladığı memuriyet hayatına Osmanlı taşrasının pek çok önemli vilayetinde sürdüğü yüksek görevlerle devam etmiş, çeşitli beldelerde malî ve idarî görevlerde bulunmuştur. İdarecilik vazifelerinin yanı sıra ilmî ve fikrî faaliyetlerine de ara vermeyen Abdünnâfi Efendi; belâgat, hadis, tasavvuf, mantık ve ahlâk gibi alanlarda hem telif hem de tercüme mahiyetinde birçok eser kaleme almıştır. Ahlâkî, edebî ve tarihî muhtevalı manzum risalesi Nafi‘ü’l-Âsâr, Gelenbevî’nin Fenn-i Mîzân adlı mantık eserini Türkçeye çevirdiği eseri Mîzânü’l-Burhân, belâgat ilmine dair iki klasiğin tahlil ve tercümesi olan en-Nef‘u’l-Mu‘avvel fî Tercemeti’t-Telhîs ve’l-Mutavvel, Askalânî’nin hadis usulünün tercümesi olan Tercüme-i Nuhbetü’l-Fiker eserlerinden bazılarıdır.
ALİ RIZÂ ARDAHÂNÎ
Ali Rızâ Efendi (ö.1912 sonrası), Osmanlı’nın son döneminde ilmî ve idarî alanlarda temâyüz etmiş isimlerinden biridir. Eğitimine küçük yaşlarda Ardahan’daki sıbyan mektebinde başlayan Ali Rızâ Efendi, daha sonra Ulum-ı Âliye-i Arabiyye Medresesi’nde tahsilini sürdürmüş ve klasik medrese müfredatına dayalı bir eğitim almıştır. Aldığı bu eğitim, onu Arapça, Farsça ve Türkçe’ye hâkim bir ilim adamı hâline getirmiştir. Bu dil yetkinlikleri, hem sicil-i ahval kayıtlarında hem de kaleme aldığı eserde açıkça müşahede edilmektedir. 1874 yılında memuriyet hayatına başlamış ve memuriyet hayatını çeşitli görevlerle sürdürmüştür. Ölüm tarihi ve yeri kesin olarak bilinmemektedir. Mi‘yârü’l-Münâzara eseri dışında başka bir eserin varlığı ise bilinmemektedir.
AHMED HAMDÎ ŞİRVÂNÎ
Ahmed Hamdî Şirvânî (ö.1307/1890), günümüz Azerbaycan sınırları içinde kalan Şirvân bölgesinin merkezî idare şehri olan Şemâhî’de doğmuştur. İlk eğitimini memleketi Şirvan’da aldıktan sonra müderris olarak göreve başlamıştır. Memuriyetine başmuallim olarak devam etmiştir. Memleketinde almış olduğu eğitimle Arapça ve Farsça’yı iyi derecede öğrenmiştir. Daha sonra 1855 yılında İstanbul’a göç etmiş ve eğitimine burada devam etmiştir. Arapça ve Farsça’nın yanında Fransızca’yı da iyi derecede öğrenmiş ve her üç dili üst düzeyde kullanarak bu dillerden çeviriler yapmıştır. Ahmed Hamdî Şirvânî 4 Ocak 1890’da (13 Cemâziyelevvel 1307) İstanbul’da vefat etmiş ve Eyüp kabristanına defnedilmiştir. Ahmed Hamdî üstlenmiş olduğu idârî görevlerinin yanında birçok alanda eser te’lif ve tercüme etmiş âlim bir devlet adamıdır. Toplamda 21 kitap, 4 makale ve bir risalesi bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: Usûl-i Coğrafya, Suverü’l-Kevâkib, Makâletü’l-Urefâ fî Mesâili’l-Hukemâ, Levâmi‘ü’d-Dekâik fi Tercemeti Mecâmi‘i’l-Hakâik, Mukaddime-i Mantık, Mukaddime-i İlm-i Münâzara, Mukaddime-i İlm-i Cedel, Risale-i Bâhire fi’l-Makâleti’z-Zâhire, Türkçe Muhtasar Usûl-i Fıkıh, Tecârib-i Hikemiyye ve Kimyeviyye.