RAZAVÎ
Seyyid Muhammed bin Alâaddin el-Hüseyin er-Razavî, Türkçe fütüvvetnâmelerin en önemlilerinden biri olan Miftahü’d-Dekâ’ik fî Beyâni’l-Fütüvve ve’l-Hakâ’ik veya Fütüvvet-nâme-i Kebir olarak bilinen eserin müellifidir. Diğer fütüvvetnâme müellifleri gibi kaynaklarda onun hakkında da oldukça az bilgi bulunmaktadır. Abdülbaki Gölpınarlı, 1524’te yazıldığı söylenilen eserin müellif nüshasını görmüştür. Onun aktardığı bilgiye göre, bu nüshanın başındaki ifadeden Seyyid Muhammed’in Bursa’da kadılık yaptığı sırada, 1524 tarihinde eserini meydana getirdiği anlaşılmaktadır. Alevî ve Bektâşî erkân ve törenlerinin yoğun olarak kullanıldığı bu eser birçok fütüvvetnâme üzerinde tesirli olmuştur. Müellifin bugüne kadar tespit edilen tek eseri bu olmasına rağmen, Miftahü’d-Dekâ’ik içinde verilen bilgilere göre müellifin başka eserler de yazdığı anlaşılmaktadır. Miftahü’d-Dekâ’ik için, bu kitabın ehl-i kesb namına kaleme alındığını söyledikten sonra, ehl-i tarikin erkanının tafsili için İrşâdü’t-Tâlibîn adlı eserine müracaat edilmesini tavsiye eden müellif, ekmekçilerin şakirdi revan etmesi bahsinde burada fazla malumata girmediğini ancak Habbaz-nâme adlı eserinde bu konuya daha geniş yer verdiğini, şakirde tuğ ve alem verilmesi bahsinde de Bayrak Risâlesi’nde tafsilat bulunduğunu söylemektedir.
Fütüvvet-nâme-i Kebîr (Miftahü’d-Dekâik fî Beyâni’l-Fütüvve ve’l-Hakâik), 2014 yılında Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanmıştır.
(Rahşan Gürel tarafından 1992 yılında yazılan “Razavî’nin Fütüvvet-nâmesi” adlı doktora tezinden özetlenerek alınmıştır.)